Yozgat’ta bulunan Pteria Antik Kenti’nde kazı çalışmaları kısa sürdü
SEYFİ ÇELİKKAYA
(YOZGAT) – Yozgat’ın Sorgun ilçesi Şahmuratlı köyü yakınlarında bulunan Kerkenes Dağı’nda, tarihte kayıp şehir olarak adlandırılan Pteria Antik Kenti’nde bu yılki kazı çalışmaları gerekli iznin geç gelmesi nedeniyle kısa sürdü. Kazı başkanı ABD’li arkeolog Dr. Scott Branting, alanın çok büyük olması nedeniyle çalışmaların 200-300 yıl daha sürebileceğini belirtti.
Yozgat’ta bulunan ve Türkiye’nin Demir Çağı’na ait en büyük antik kentlerinden olduğunu belirtilen Pteria Antik Kenti’nde bu yıl 32’nci sezon kazı çalışmaları gerçekleştirildi. Kazılarda ortaya çıkan yollar, yapılar ve duvarların arasında fildişi parçalar, topraktan yapılmış çanak, çömlek gibi mutfak eşyaları birleştirilerek, restore edilip, müzeye kaldırılıyor. Çalışmalarda M.Ö. 547 yılında Persler tarafından zapt edilen kentte yaşayan halk esir alınarak, kentin yakılıp, kenti çevreleyen surların da yıkıldığı yapılan kazılarla ortaya çıkarıldı. Yerleşim alanı, kamu yapıları ve sivil yapı adaları ile gelişmiş bir su toplama ve kullanma sistemini de içerdiği aktarıldı.
Kazı başkanı ABD’li arkeolog Dr. Scott Branting, bu yıl kazı izninin geç gelmesi nedeniyle çalışmaların kısa sürdüğünü belirterek, alanın çok büyük olmasından dolayı çalışmaların 200- 300 yıl daha sürebileceğini bildirdi. Antik kentte 30 kişilik bir ekiple 23 gün süreli kazı yapan ekibin, önceki sezonlarda en az 2 buçuk ay süreli kazılar gerçekleştirdikleri öğrenildi. 2600 yıllık tarihi kentin İç Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük antik şehirlerden biri olduğuna vurgu yapan kazı başkanı Scott Branting, şehrin 757 bloktan oluştuğunu, bu blokları gün yüzüne çıkarmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını anlattı.
“7 kilometre yüksekliğinde Sur var, hepsi granit taşla yapılmış”
Önceki yıllarda yapılan kazılarda Frigce yazıt bulunduğunu, jeofizik ve harita çalışmaları yapıldığını bildiren Scott Branting, kazı çalışmalarında fildişi, çanak çömlek gibi çok sayıda eser bulunduğun söyledi. Antik kentte insanların yaşayışlarıyla ilgili bilgiler edinmeye çalıştıklarını, günlük yaşamlarıyla ilgili bir kanıtları ortaya çıkartmaya çalıştıklarını aktaran Scott Branting, önceki yıl yapılan kazı çalışmalarında kurt veya çoban köpeği figürü ile bir plaka buldukları hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Bu yıl izin gelmedi, o nedenle bu yıl kısa sürecek çalışmalarımız. Bu yıl 32’nci sezon, Haziran 21’inde başladı. Bu bina büyük bir bina, belki toplantısı salonu gibi ve bu sandalye var, mutfak var, bina toplantı için yapılmış. Çok önemli bir bina ve fildişi parçalar var, kemik parçalar var, amber var balçıktan. Sur var, 7 kilometre yüksekliğinde, hepsi granit taşla yapılmış, çok büyük bir sur var.”